2 Kasım 2010 Salı

Sportif Aforizmalar #5



"Hayatınızın her bölümünde farklı insanlara karşı oynarsınız. Bu yüzden hücumda ya da savunmada her seferinde aynı şeyi yapmanız mümkün değil. Rakibinize karşı kendinizi hep değiştirmek, yenilemek zorundasınız." 
Oscar Robertson

Mike Conley ve 45 milyon


Mike Conley lige geleli üç sene oldu. Bu onun NBA seviyesinde herhangi bir takımda ilk beş başlayamayacağını anlamak için yeterli bir süre. Atlet babasının genlerinden gelen bir hızı var, fakat bu bile onun TJ Ford, Ty Lawson ya da Speedy Claxton gibi bir oyun kurucu olmasına yetmiyor. Bu üçünün de yedek olduğunu hatırlatmaya gerek yok herhalde.

2010-11, aslında Mike Conley'nin kariyeri için belirleyici sezon olacaktı. Kontrat yılında göstereceği performansın, Memphis Grizzlies'in gelecek için vereceği kararı etkilemesi gerekiyordu. Ancak öyle olmadı. Memphis Grizzlies yönetimi, daha sezonun ilk günlerinde Mike Conley'ye 5 yıl için 45 milyon dolarlık bir sözleşme verdi. 45 milyon dolar!

Sonuçta Conley sözleşmesini uzatmasaydı sınırlı serbest kalacaktı. Peki ona 45 milyon dolar verecek takım çıkar mıydı? Belki Minnesota Timberwolves. O da ligin en kötü yönetilen takımı olduğundan...

Conley geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında fena olmayan bir oyun ortaya koydu. Marc Gasol ve Zach Randolph gibi savunmanın dengesini pota altına çeken iki uzun sayesinde dışarıda daha rahat şut imkanı buldu ve üç sayı yüzdesini artırdı. Ayrıca daha çok faul almaya başlamıştı. Ancak işin bir de müdafaa kısmı var.

Conley savunmada o kadar kötü ki, bunu telafi edebilmek için hücumda çok ekstra işler yapması gerekiyor. Ne uzman bir üçlükçü, ne maç başına 8-10 serbest atış kullanacak kadar delici, ne Tony Parker gibi bir boyalı alan bitiricisi, ne de Jose Calderon kadar iyi bir pasör. Ve 45 milyon dolar kazanacak!

Böylelikle daha önce Rudy Gay'ye 84 milyon dolar ödeyen Memhpis Grizzlies, bu yaz takımın en iyi dördüncü ve beşinci oyuncularına toplamda 129 milyon dolar bağlamış oldu. Üstelik takımın en iyi üç oyuncusundan ikisi Marc Gasol ve Zach Randolph'un kontratları bu yaz bitiyor. Gelecek sezon da OJ Mayo'nun da yeni mukavele alması lazım. Gay 84, Conley 45 aldıysa, üçünün de maksimum kontrat istemeye yüzü olacaktır.

Bu imzanın tek sevindirici yönü, oyuncular birliğinin elinin güçlenecek olması. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri esnasında “takımlar kâr etmiyor” diyen takım sahiplerine söyleyecek bir sözü oldu oyuncuların. Acaba lokavt mı daha önce gelir, grev mi?

Ne dersiniz, Conley'nin kontratına aşırı mı tepki veriyorum acaba? Sizin düşünceleriniz neler?

Rondo'nun evrimi



Rajon Rondo, üniversite günlerinden beri birçok soru işaretiyle anılıyor. Ancak lige adımını attıktan dört yıl sonra herkesin emin olduğu tek bir konu var: O artık şampiyonluğa giden bir takımın lideri.

Kevin Garnett, Paul Pierce, Ray Allen, Shaquille O'Neal, Jermaine O'Neal... Toplamda 51 kez all-star seçilmiş bu büyük basketbolcular, 2010-11 sezonunda Boston Celtics’in kadrosundalar. Ancak bu görkemli isimlere rağmen, Boston kadrosunun lideri 24 yaşında çelimsiz bir çocuk. Belki 1990’lı yıllardan itibaren basketbolu yakından takip edenlerin kabul etmesi kolay olmayacak, ama Boston Celtics artık Rajon Rondo’nun takımı.

Kaptan Pierce kritik anlarda başvurulan kişi, Kevin Garnett savunmanın duygusal lideri, Ray Allen hücumun bu kadar etkileyici olmasını sağlayan isim ve Shaquille O'Neal pota altında hâlâ ikili sıkıştırmaları çekecek bir paratoner olabilir. Fakat Doc Rivers’ın takımında bu yıldızların esas görevi Rajon Rondo’ya yardımcı olmak.

Kentucky Üniversitesi’nden NBA’e adımını attığı ilk günden bu yana sürekli gelişim gösteren Rondo, beş yıl-55 milyon dolarlık yeni sözleşmesini sonuna kadar hak ediyor. Rondo’nun gelişimi sadece 'ne kadar iyi bir saha içi komutanı olduğu' anlatılarak açıklanamaz. Hep şutuyla eleştirilen RR, artık 4-5 metreden boş kaldığında tereddüt etmeden cezayı kesebilecek bir yıldız. Eksiği, o şutunu 6.75'e çekememiş olması. Kim bilir, belki de kocaman elleriyle Rondo, hiçbir zaman iyi bir şutör olamayacak.

Yine de bu sorun değil çünkü antrenör Doc Rivers'ın sistemi, Rondo'nun verimli olması için yaratılmış. 1.85'lik guard, perdelerden yararlanıp savunmanın tüm boşluklarını kullanıyor ve takım arkadaşlarına en doğru açıdan pas verebiliyor. Rondo'nun en büyük artılarından biri de ligin belki de en iyi ribaund alan oyun kurucusu olması. Her ne kadar Boston ligin en düşük tempoda oynayan takımlarından olsa da, Rondo aldığı ribaundlar sonrasında rakip savunmanın ortasına girerek direkt çembere gidiyor ve yeşillerin kolay sayı bulmasını sağlıyor. Steve Nash’in asist rakamlarına yaklaşan Rondo’nun, bunu Nash’e oranla daha az pozisyonda yapmasıysa iki kelimeyle “göz kamaştırıcı.”

Gerçi Rondo bunları yapmaya alışık. Zira Kentucky Üniversitesi’nde de durum farklı değildi. O zamanki antrenörü Tubby Smith, ilk senesinde yıldız oyuncular Randolph Morris ve Chuck Hayes ikilisinin üzerine kurduğu düşük tempolu sisteminde yarı saha basketbolunu tercih ediyordu. Rondo, takım arkadaşı Kelenna Azubuike’yle birlikte kendini kafeste kapatılmış gibi hissettiğini söylüyordu zaman zaman. Onun takım tercihleri dışına çıkması, sık sık hızlı hücumu denemesi draft’taki yerini olumsuz etkiledi. Gözlemciler Rajon Rondo’nun takım düzenlerini sahaya yansıtmak yerine, şahsına uygun basketbolu tercih etmesini genç oyuncunun eksi hanesine yazıp, ona şüpheyle bakıyorlardı.

Şimdiyse kimsenin kuşkusu yok. Rondo, şampiyonluk iddiasıyla yola çıkan bir takımın liderliğini üstleniyor. Ve Celtics’in abileri takımdan ayrılır ayrılmaz, kulübün anahtarı ona teslim edilecek. Her ne kadar sadece 78 kilo olsa da, kendini 'ligin en iyi oyun kurucusu' olarak gören Rajon Rondo da bu yükü taşımaya hazır.

* Bu yazı 2 Kasım 2010 tarihinde NTVSpor.net'te yayınlanmıştır.

1 Kasım 2010 Pazartesi

Dinlemek lazım #4

Youtube açıldığına göre rahat rahat video paylaşabiliriz. Drake'in bu harika şarkısını paylaşamamıştım daha önce, tavsiye edilir. Over!



Tüm albüm güzel, almak isteyenlere önerilir.

Son Şans


Allen Iverson... Kariyerinde bir MVP ödülü, dört sayı krallığı ve daha birçok unvana sahip bir efsane... Oynadığı 914 maçta yakaladığı 26.7 sayı ortalamasıyla, NBA tarihinin maç başına en skorer altıncı oyuncusu olan Iverson, şöhretli transferleriyle ses getiren Beşiktaş yönetiminin son gözdesi.

Basketbolun efsaneleri arasında yer almasına rağmen, eğer işler beklendiği gibi gelişseydi, Amerikan Futbolu’nun büyük bir yıldızı olarak anılıyor olabilirdi Iverson. Zira küçüklüğünde basketbolu yeteri kadar sert bir spor olarak görmeyen AI, geleceği parlak bir quarterback olarak spor dünyasında sahne almıştı.



Ancak 1993 yılında yaşadığı bir olay, Allen Iverson'ın hayatındaki ilk dönüm noktası oldu. Lise üçüncü sınıfta gittiği bir bowling salonunda kavgaya karışan genç Allen, çıktığı mahkemede suçlu bulunarak mahkum oldu. Hapisten çıktıktan sonra liseyi dışarıdan bitiren Iverson, annesinin o zamanki Georgetown Üniversitesi antrenörü John Thompson ile irtibata geçip oğluna bir şans yaratmasıyla seçimini yaptı ve basketbolda karar kıldı. Kendisini 15 yaşında çok zor şartlarda dünyaya getiren annesine iyi bir gelecek sunmak isteyen Iverson için hayata tutunmanın tek yolu basketboldu.

İki yıllık görkemli Georgetown kariyerinin ardından 1996 yılında NBA'e adımını atan Iverson, Philadelphia 76ers formasıyla bir efsane haline geldi. 2001'de ligin en değerli oyuncusu oldu ve takımını finale taşıdı. O dönemde yaşadığı çok ciddi sakatlıklara rağmen sahaya çıkmakta ısrar etmesi, Philadelphia şehrinin simgesi olmasını sağladı.



Iverson Philadelphia'dan ayrıldıktan sonra Denver Nuggets'ta da başarılı oldu. Ardından Detroit Pistons'ta kan uyuşmazlığı yaşadı. Geçtiğimiz sezon şansını bir kez de Memphis Grizzlies'te denedi ancak yedekten gelmeyi kabul etmediği için Memphis seyircisinin önünde tek maça bile çıkmadan şehri terk etti.

Iverson, başarısız Grizzlies macerasının ardından basketbolu bırakma kararı aldığını açıkladı, fakat profesyonel kariyerine başladığı Philadelphia'nın teklifiyle bu kararından vazgeçti.

Özel hayatında da sorunlar yaşayan NBA yıldızı, dört yaşındaki kızının geçirdiği ciddi ve teşhis edilemez hastalığın ardından eşi Tawanna'nın açtığı boşanma davasıyla sarsıldı. Aynı dönemde alkol bağımlılığı ve kumar sorunlarıyla boğuşan Iverson, borcu yüzünden Detroit ve New Jersey'deki kumarhanelerin kara listesine girdi.

Yaz boyunca kendini toparladığını söyleyen 35 yaşındaki yıldız, defalarca NBA'e dönmek istediğini açıklasa da, hiçbir takımdan teklif alamayınca gözünü Amerika dışındaki tekliflere çevirdi. En ciddi teklifse Çin'den geldi. Zira Foshan Dragons yıllık dört milyon dolar öneriyordu. Ancak ABD'ye daha yakın olmak ve daha iyi bir ligde basketbol oynamak istediğini söyleyen Iverson, Çin'den gelen teklifin yarısına, Beşiktaş Cola Turka ile anlaştı.



Bu onun için yepyeni bir başlangıç. Anlaşılan o ki, Iverson'ın Türkiye'ye gelmesinin birinci sebebi para değil. Öyle olsaydı Çin'de oynardı. O tıpkı 17 sene öncesindeki gibi yeniden hayata tutunabilmek için basketbolu ve Beşiktaş Cola Turka'yı kullanmak istiyor. Burada göreceği sevgi onu hayata döndürecektir. Hem de bu sefer annesi için değil, beş çocuğu için. Iverson, belki dev bütçeli bütçeli rakipleri karşısında Beşiktaş'ı şampiyon yapamayacak. Ancak o “efsane” statüsüne erişirken de hiç şampiyon olmamıştı ki...

Not: Bu yazı 30 Ekim tarihli Milliyet Gazetesi için yazılmıştır.

Cadılar Bayramı!

Bu gece Cadılar Bayramı kutlanıyor. NBA'deki oyuncular da buna katılmış durumda. Hemen paylaşalım birkaç fotoğraf. Önce Paul Pierce ile başlıyoruz.


(NOT: Fotoğrafların üzerine tıklarsanız büyük halini görebilirsiniz)


Yine Pierce'ın partisinden:

Paul Pierce-Ray Allen-David Ortiz-Kevin Garnett
Yine aynı partiden:

Rajon Rondo-Jermaine O'Neal-Glen Davis-Delonte West-Kevin Garnett-Paul Pierce
Bu da Marquis Daniels:

Marquis Daniels

Bu Anthony Parker:

Anthony Parker

Boston Celtics'in MVP'si kesinlikle Shaq:


Şimdi sırada Justin Timberlake kostümüyle Dwyane Wade var:


Kanye West değil, Al Horford:

Al Horford
Zaza Pachulia denemiş ama Charlie Chaplin olamamış:

Zaza Pachulia
Josh Smith hapisteki Lil Wayne olmuş:

Josh Smith
Mo Evans başarılı bir Rick James kostümüyle:

Maurice Evans
Gecenin başarılı isimlerinden Jamal Craword aka MC Hammer:

Jamal Crawford
Doktor Marvin Williams:

Marvin Williams
Josh Powell da Jabbawockeez ekibine katılmış:

Josh Powell
Dwight Howard:

Dwight Howard
DJ Lance Rock kostümüyle Shelden Williams ve kızı Laila:

Shelden Williams
WNBA efsanelerinden Ticha Penicheiro:

Ticha Penicheiro
Bir fotoğraf da eskilerden gelsin. Zorro kostümüyle Rick Fox.