4 Eylül 2010 Cumartesi

Euroleague NTV SPOR'da


Artık tanıtımlar dönmeye başladığına göre yazmakta bir sakınca yok. Önümüzdeki sezon Euroleague NTV SPOR'da. Temsilcilerimizden sadece Fenerbahçe Ülker'in maçları ve diğer tüm Euroleague maçları da NTV SPOR'da yayınlanacak. Keyfini çıkarın!

NOT: Sorular gelmeye başladı bile. Efes Pilsen sadece kendi maçlarının yayın haklarını pazarlıyor ve halihazırda devam eden bir anlaşması var.

3 Eylül 2010 Cuma

Kevin Durant Röportajı


Kevin Durant ile bu sefer Ümraniye Meydan'daki Nike mağazasında konuştuk. Ataşehir'den Meydan'a gelirken yolda kaybolması yüzünden biraz geç başladık ama eğlenceli bir röportaj oldu. Hemen linkleri koyayım.

Kevin Durant Röportaj 1



İpekçi'de Dostça


Aralarında siyasi gerginlik olan iki ülke, İran ve ABD'nin Dünya Şampiyonası'nda karşı karşıya gelmesi, spordan çok haber merkezlerini ilgilendiren bir durumdu. Maç öncesinde her iki taraftan gelen dostluk mesajlarının tribünlere yansıması da harikaydı. Sonuçta Amerikalı ve İranlı seyircilerin birlikte eğlendiği, Slovenlerin de onlara katıldığı keyifli bir gece yaşandı Abdi İpekçi'nin adını taşıyan Spor Salonu'nda. Tam da onun isteyeceği gibi!

Parke üzerindeki iki kadro arasında büyük bir güç farkı vardı. Brezilya karşısında zorlanan ABD, bir günü idman yapmadan geçirmenin de rahatlığıyla maça yüksek tempoda başlamadı. Veselin Matiç'in çalıştırdığı İran'ın ilk hedefiyse pozisyon sayısını mümkün olduğunca azaltıp, sahadan mümkün olan en az farkla ayrılmaktı. İran, ABD'nin baskısını daha rahat karşılayıp tempoyu kontrol edebilmek için iki oyun kurucuyla çıktı sahaya. 24 saniye süresini sonuna kadar kullanan Matiç, elinden gelse yeniden eski kurallarla oynamayı ve hücum süresini 30 saniyeye çıkarmayı teklif edecekti. Sonuçta Matiç'in taktiği, Birleşik Devletler'in rahatlığıyla birleşince devre 14 sayı farkla geçildi.

Devre arasında Mike Krzyzewski'nin takımı boğucu baskısını zayıf rakibi üzerinde uygulayınca ilk dört dakikada 5 top çaldı. Sonrası güzel smaçlar, hızlı hücumlar ve bol eğlence. ABD 81-55 galip geldi, ancak esas kazanan Dünya Barış Günü'nde sporun birleştirici olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösteren oyuncu, antrenör ve taraftardı.

(Bu yaz 2 Eylül Perşembe tarihli Milliyet Gazetesi için yazıldı.)

1 Eylül 2010 Çarşamba

Rudy Gay Röportajı


Rudy Gay bugün NTV SPOR'a konuk oldu. Baştan sonra çok eğlenceli bir gün geçti. Sine Büyüka, Hakan Güleç ve Caner Eler'e destekleri için teşekkür ederim. Hemen video için linki koyalım. Sonrasında vakit bulabilirsek izlenimleri de aktarırız.

Rudy Gay NTV SPOR'da.

Durantula Şov!


Ruben Magnano 2002'de Arjantin efsanesini yaratan antrenördü. 2002 Dünya Şampiyonası'nda Amerika'yı yenip finalde kaybeden, 2004 Olimpiyat Oyunları'nda yine Amerika'yı geçerek altın madalyaya ulaşan koç, şüphesiz ki zehirli bir yılan gibi rakiplerinin üzerinde saldıran ABD'nin panzehrini elinde bulunduruyordu. Dün de Amerika'yı yenmeye çok yaklaştı.

Öncelikle tempoyu düşürmeyi başardı Arjantinli koç, sonrasında ikili oyunlarla ABD savunmasının üzerine gitti. Marcelo Huertas ve Tiago Splitter'ı harika kullanan Brezilya, Kevin Durant'in savunma zaaflarından faydalanmak için pota altında Marcus Vinicius'un yüzü dönük hücumlarını etkili kullandı.

İkinci yarıda geride olan taraf Amerika'ydı ve Brezilya'ya karşı ayarlama yapmaları gerekiyordu. Mike Krzyzewski takımın tüm düzenini değiştirdi ve saha içinde Chauncey Billups'a sorumluluk verdi. Billups, ABD guardlarının yapmayı unuttuğu penetreleriyle Amerika'nın sıcak eli Kevin Durant'i bulmayı başardı. Durant ise bir yıldızın yapması gerekeni yaptı ve takımını sırtladı. 9/18 saha içi isabeti bir kenara, savunmadaki katkısı ve 10 ribaundu da Birleşik Devletler'in kazanması için yeterli oldu.

Yine de maçı son topa kadar getiren Brezilya, diğer takımların umutlanmasını sağladı. Kim bilir, Anderson Varejao olsaydı her şey farklı olacaktı. Dünkü maçta ortaya çıktı ki, Durant olduğu sürece ABD'nin yenilmesi çok zor.

Bu yazı 31 Ağustos tarihli Milliyet gazetesi için yazılmıştır.

31 Ağustos 2010 Salı

Dirk Nowitzki Röportajı



Dirk Nowitzki ile NTV SPOR canlı yayınındaydık. İzlemek isteyenler için linki verelim, izlenimler daha sonra.

Link burada

30 Ağustos 2010 Pazartesi

İso vs. Machado


Abdi İpekçi Spor Salonu'nda maç bitiminde hâlâ anlatım yerinde oturuyorum. Gazeteye yazımı yetiştirme telaşı içinde kafamı kaldırdım, karşı tribünde kimse kalmamış. Sadece parmak arası terlikleriyle Alex de Souza dolaşıyor. Derken Brezilya televizyonuna maç sonu değerlendirmesini yapan Marcelo Machado önümden geçiyordu. New York'taki fırsatı kullanmamıştım, şimdi dayanamadım. Konuşmayı aynen Türkçe olarak aktarıyorum:

- Hey Machado!
- Merhaba.
- Marcelo öncelikle harika maçtı, tebrikler. 
- Teşekkürler.
- Yalnız ben Türküm. 2002'de canımızı çok yaktın ya!
- Aa, hâlâ o maçı hatırlıyor musun?
- Nasıl unuturum, acısı hâlâ kalbimde. 
- Özür dilerim, bazen oluyor böyle şeyler. 
- Evet, bugün sizin de başınıza geldi işte. 
- Haklısın. Rövanş alınmış oldu o zaman. Ödeştik mi?
- Henüz değil, Türkiye'yle eşleşmeyi bekle! 

İşte yaklaşık 45 saniye süren bu konuşmayla intikamımı aldım. Rahat uyuyabilirim artık!

Love'dan Sevgilerle...



Dünya Basketbol Şampiyonası başlarken Amerikan basınındaki basketbol otoritelerinden antrenör Mike Krzyzewski'ye kadar birçok kişi kısa oyunculardan kurulu ABD kadrosunun ribaund sorunu yaşayabileceğinden söz etmişti. Konuşmayan tek bir kişi vardı, o da söyleyeceklerini kelimelerle değil, sayılarla bırakmış.

Kevin Love turnuvanın ilk gününde Hırvatistan'a karşı 13 dakikada 10 ribaund alırken, Slovenya maçında da 13 dakikada 10 sayı-11 ribaunda ulaştı. En kısa sürede double-double yapma diye bir rekor olsaydı, Dünya Şampiyonası'ndaki Love bahis şirketlerinin favorisi olurdu!

Slovenya maçında ABD adına fark yaratan isim oldu Kevin Love. Girdiği kısa sürede pota altına getirdiği sertlik ve yardım savunmasındaki başarısıyla kısa süre de olsa umutlanan Slovenleri bezdirdi. Amerika açısından ilk gün kazanılan Hırvatistan maçından pek bir farkı yoktu aslında Slovenya karşılaşmasının. Baskıyı yaptılar, her iki potada da iyi yardımlaştılar, yüksek yüzdeyle şut attılar ve kazandılar. Hücumda aceleci olmaları yüzünden çok top kaybetseler de, tempoyu artırmaları sayesinde rakiplerinden fazla hücum etme fırsatı yakaladılar.

İki günün ardından rahatlıkla söylenebilir ki, Amerika dünyaya meydan okuyor. Eksiklerini açıkça dile getirirken rakibe çözüm reçetesini veren Birleşik Devletler, “böyle de kazanacağız” fikrini herkesin aklına yerleştirmenin peşinde. Kevin Love ise kendini hesaba katmayanlara karşı sessiz ama fiyakalı protestosunu sürdürüyor. İki maçı da farkla kazanan Love ve arkadaşları yeni güne yeni bir soruyla başlayacaklar: Anderson Varejao ve Tiago Splitter'lı Brezilya'ya karşı da caka satabilecekler mi? Kolay olmadığı kesin.

Bu yazı 30 Ağustos tarihli Milliyet Gazetesi için yazılmıştır.

29 Ağustos 2010 Pazar

Sinan vs.



Avrupa basketbolunun en üst seviyesinde, Efes Pilsen ve Türk Milli Takımı'nda forma giyen Sinan Güler, aynı zamanda hayranlarıyla sürekli iletişim halinde olan bir yıldız. Kişisel internet sitesi sinanguler.com'u çok başarılı bir şekilde yürütüyor. Ben de 2010 Dünya Şampiyonası boyunca kısa maç analizleri ve rakip tanıtımları ile katkıda bulunacağım Sinan'ın sitesine. Ziyaretlerinizi bekleriz efendim :)

www.sinanguler.com

İspanya Şampiyon!


Dün tamamlanan anketin sonucuna göre, okurlar İspanya'yı şampiyon ilan ettiler. ABD ikinci şampiyonluk adayımız. Türkiye'ye inananların sayısı hiç de az değil. İşte son anketimizden kalan bazı görüşlerin bazı kısımları. Teşekkürler.

ABD: 203 (28%)
Arjantin: 21 (2%)
Brezilya: 16 (2%)
İspanya: 235 (32%)
Sırbistan: 35 (4%)
Türkiye: 131 (18%)
Yunanistan: 62 (8%)
Diğer: 14 (1%)
Toplam oy: 717


Eşref
Gasol'süz ispanya kazanacaktır tabiki Gasol olsa yararı çok büyük olacaktı ama sonuçta takımda bi dostluk ve tecrübe var kazanacaklarını umuyorum.

Adsız (keşke isim yazsaydın :)
Pota altı eksiklerine rağmen ABD şampiyon olur diye tahmin ediyorum. Çok iyi oyun kurucularla geliyorlar ve ilk beşte iki oyun kurucuyla yüksek tempoda durdurulması zor bir takım olacaklar. Kritik nokta savunma ribaundlarını alabilmelerinde, onu da Odom halleder diye düşünüyorum.

Adem Durmuş
Oyuncuların günlük performansı belirleyecek bence sonucu,geuplardaki sıralamaya göre oluşacak eleme maçları ve fikstürün de önemi büyük,Yine de sırasıyla Abd,İspanya,Türkiye,Yunanistan demekte sakınca görmüyorum!

E. Güleç
Ne kadar ABD nin kadrosu genç yeteneklerle dolu olursa olsun, İspanya'nın takım oyunu, oyunu taktiksel ve oyun yapılarından gelen nedenle finalde rakibin oyununu(özellikle turnuva tecrübesi olmayan ABD takımının) bozma ihtimali, ve ABD nin sert oynaması halinde İspanyol oyuncuların kendilerini yerlere atma becerisi gibi özelliklerden dolayı, finalin ağırlığını kaldırabilecek olan İspanya'nın rakiplerine göre(özellikle finalde karşılaşmaları halinde genç ve turnuva tecrübesi az olan ABD'ye göre) şampiyonlukta diğer takımların önünde olduğunu düşünüyorum.

D.C. Gurcan
yunanistan ile amerika arasında gidip geldim ama sanırım kanadaya attıkları fark sayesinde yunanistan demek geldi içimden. ispanyanın da gasolsüz yunanistan veya amerika ile başa çıkabileceğini sanmıyorum.

özak
Neden İspanya ?:
1-İspanya son dünya ve avrupa şampiyonu,son olimpiyat 2.si
2-İspanya kadrosundaki oyuncular oldukça formda, Pau'nun yokluğunu kapatabilirler.
3-Bu sene futbolda da dünya şampiyonu olmalarının moraliyle basketbol şampiyonasında da favoriler benim gözümde.
4-Turnuvadaki takımlardan birbiriyloe oynamaya en alışık oyunculardan kurulu takıma sahipler

basket2.com
1in ve 5in kadar konuş derler.. İspanya favori

adu
ABD genç ve atletik kadrosuyla şampiyonluğa ulaşacaktır. Uzun rotasyonundaki sıkıntı fazla etkilemez onları, nasılsa yediklerinden fazlasını atıyorlar. Rondo, Rose, Billups gibi turnuvanın en iyi 3 oyun kurucusuna da sahipler.

Doğuş
iyi kısalar, sağlam pota altı, tecrübe, akıcılık...

Burak Berke Torun
Kevin Durant, Rajon Rondo (Özellikle iki NBA finali oynadı.) gibi skoru çabuk değiştirebilecek, pasları ile oyunu domine edebilecek oyuncuları var. Final ABD - Arjantin, şampiyon da ABD olur diye düşünüyorum.

Mesaj Verildi


Bu yazı, 29 Ağustos 2010 tarihli Milliyet Gazetesi için yazılmıştır. 


ABD turnuvadaki ilk 10 dakikasını geride bıraktığında bu genç kadrodan kuşku duyan herkes “haklı çıkmanın” haklı gururunu yaşıyordu. Zira bir ara 19-18 öne geçen Hırvatistan ilk çeyreği iki sayı geride tamamlamış ve Birleşik Devletler’in genç kadrosunu bir hayli zorlamıştı. Bunun sebebi Hırvatların ilk çeyrekte topu pota altında Ante Tomiç’le rahatça buluşturabilmesinin yanında hücum ribaundlarını kovalayarak ekstra sayılar bulmalarıydı.

İlk çeyreğin sonunda Mike Krzyzewski bu hataları gördü ve takımda ufak ayarlamalar yaptı. Roko Ukiç ve Zoran Planiniç’e yeterli baskıyı yapamayan Derrick Rose yerine Russell Westbrook’un oyuna girmesiyle getirdiği enerji, her şeyi değiştirdi. Hırvatistan koçu Josip Vrankoviç bu bölümde iki oyun kurucusuyla sahada kalmayı denediyse de, çözüm olmadı. Amerika, ikinci çeyrekte Hırvatistan’a yalnızca altı sayı şansı tanıdı ve daha devrede fark 20’nin üzerine çıktı.

İkinci yarıda durum farklı değildi. ABD fark kaç olursa olsun ciddiyetini korudu. Hatta faul düdüğü sonrası atılan şutları bile bloklayarak, kendilerini küçük görenlere mesaj gönderdiler. Sonuç 106-78. Amerika’yı yenmek için tempoyu iyice düşürmek, baskılı savunmadan etkilenmemek, pota altında sırtı dönük hücum edebilen skorer bir pivota sahip olmak ve o pivotu iyi kullanabilmek gerekiyor. Çok kolay değil mi?

Bir de Vrankoviç’e sorun.

Türkiye Değerlendirmesi



Radikal'den Bener Onar iyi iş yapmış. Hakan Artış, Caner Eler, Erman Kunter, Kaan Kural, Murat Özyer ve Levent Topsakal gibi ustalar Türkiye'yi değerlendirmiş. Bizim de ufak bir katkımız oldu. Çok keyifli, okumanızı tavsiye ederim.

Link burada