13 Haziran 2011 Pazartesi

Final diğer notlar





MVP Dirk Nowitzki
Dallas Mavericks’in şampiyon olduğu final serisinin en değerli oyuncusu Dirk Nowitzki aldı. Alman yıldız bu tarz ödüllere alışık. Daha önce 2007’de NBA’in en değerli oyuncusu seçilmiş, yedi kez Avrupa’da yılın oyuncusu olmuş, 2002 Dünya Şampiyonası ve 2005 Avrupa Şampiyonası’nda MVP ödüllerine layık görülmüştü. Nowitzki, 33. doğum gününü kutlamasına bir hafta kala, belki de kariyerinin en önemli MVP ödülünü kazandı. Nowitzki, hayatında ilk kez bir organizasyonda şampiyon oldu.



Rick Carlisle tarihe geçti
Final serisi başlarken, NBA’de görev yapan 30 antrenör içinde yalnızca ikisi şampiyonluk kazanmıştı. Boston Celtics’i zirveye taşıyan Doc Rivers ve San Antonio Spurs ile kupalar kaldıran Gregg Popovich. Dallas Mavericks’in 2011 NBA şampiyonu olmasıyla bu sayı üçe çıktı. Rick Carlisle, antrenörlük kariyerinde ilk kez takımını zirveye taşıdı. Carlisle daha önce de oyunculuk döneminde Boston Celtics formasıyla 1986 yılında şampiyonluğa ulaşmıştı. 51 yaşındaki koç, hem oyuncu hem antrenör olarak NBA şampiyonu olan 11. isim olma başarısını gösterdi.



Cuban kesenin ağzını açtı
Mark Cuban, NBA’in en çok tartışılan takım sahiplerinden biri. İki buçuk milyar dolarlık servetiyle ligin en zengin takım sahiplerinden biri olan Cuban, görkemli bir şampiyonluk kutlaması organize etmeye hazırlanıyor. Dallas Belediye Başkanı Dwaine Caraway şehir bütçesinin kutlamalar maddi destek gerektiğini açıklamıştı. 52 yaşındaki Cuban ise başkanın bu çağrısından sonra “kutlamaların tüm masraflarını karşılama” sözünü verdi. Mark Cuban aynı zamanda bir NBA geleneği haline gelen “şampiyonluk yüzüğü” yerine yepyeni bir fikirle ortaya çıkacağını açıkladı. Cuban, yüzük geleneğinin eskidiğini ve Mavericks’in bu durumu değiştireceğini vurguladı.

İyiler her zaman kazanır



2011 NBA şampiyonu Dallas Mavericks oldu. NBA Final Serisi altıncı maçında Miami Heat’i 105-95 yenen Dallas, seriyi 4-2  kazandı ve tarihindeki ilk şampiyonluğuna ulaştı. 

"Kariyerimde dokuz binden fazla şut kaçırdım, 300'den fazla maç kaybettim, 26 kez maç kazandıracak şutu kaçırdım. Hayatımda sürekli başarısız oldum. İşte başarımın sırrı bu..." Tüm zamanların en iyi oyuncusu Michael Jordan’ın bu sözü, pekâlâ Dallas Mavericks’in 2011 şampiyonluk yürüyüşü için de kullanılabilir. Kadrosunda 10 yılın üzerinde NBA tecrübesine sahip dokuz oyuncusu bulunan Mavericks’te kimse şampiyon olmamıştı daha önce. Hepsi kalp kıran tecrübelere sahiplerdi. 2006 Finali’nden Dirk Nowitzki ve Jason Terry, 2002 ile 2003’te kupaya yaklaşan Jason Kidd, Robert Horry’nin unutulmaz üçlüğüyle final biletini kaçıran Peja Stojakoviç, konferans finalinden öteye geçemeyen Shawn Marion ve liseden NBA’e adım attığı günden bu yana kendine NBA haritasında bir yer bulmaya çalışan DeShawn Stevenson hep kötü hatıralara sahipti. Şimdi onların hepsini güzel anılarla değiştirecekler.

Dip noktadan ayağa kalkıp zirveye çıkabilmek ancak karakter işidir. Mavericks oyuncuları sahaya yürek koydular, çalıştılar, yaptıkları şeye inandılar ve sonunda kazandılar. Gösterişli bir oyunu yok Dallas Mavericks’in. NBA’de sezonun en iyi hareketleri arasında onları göremezsiniz. Rakipleriyle dalga geçmiyorlar, kimsenin üzerinden smaç vurmuyorlar, göz alıcı bloklarla herkesi ayağa kaldırmıyorlar. Fakat işlerine o kadar çok konsantre olmuşlar ki, insanların sempatisini kazanmaları çok uzun sürmüyor.

Dirk Nowitzki’nin şampiyonluk kutlamasına bakarak bile anlayabilirsiniz Mavericks’in ne kadar alçak gönüllü olduğunu. O kadar şaşırdı ki, duygularını kontrol etmekte çok zorlandı. Bitiş kornası çalar çalmaz soyunma odasına gitti. Ağladı ve geri geldi. Hayatındaki en büyük sevinci yaşarken bile kendini kontrol edebilen bir adamdan bahsediyoruz. Kimseyi kırmadan, kırıldığı zaman sesini çıkarmadan, sürekli çalışarak, mütevazı bir şekilde başarıya ulaşmaya çalıştı. Başardı da. Bu adam 130 bin nüfuslu bir şehirde doğdu. Daha büyük bir başarı reçetesi olabilir mi? Hayal etti. Çalıştı. Başaramadı. Tekrar çalıştı, bir kez daha denedi. Olmadı. Yine çalıştı. Ve sonunda kazandı...