28 Ekim 2010 Perşembe

Genç Iverson

Mitchell Layton / Getty Images

Allen Iverson'ın hayatında çok önemli bir yeri vardır üniversitedeki antrenörü John Thompson'ın. Iverson'ın gençlik yıllarında eksikliğini hissettiği baba figürü haline gelen Thompson, efsanevi kariyerin yapıtaşlarından birisi. Bu kare 1995 yılından. 20 yaşındaki Iverson, Georgetown Üniversitesi'nde bir maç esnasında Thompson'dan öğütler alıyor.

27 Ekim 2010 Çarşamba

Çılgınlık!


Boston Celtics - Miami Heat maçından Halkla İlişkiler istatistiği:

Yayında LeBron James'in ismi 157 kez, Dwyane Wade'inki 90 kez zikredilmiş.

Bunu hesaplayan arkadaşlara da selam olsun, çıkarım yapmaya çalışanlara da...

Antrenman mı?

Belki kaçırmış olanlar vardır. Allen Iverson'ın kariyerindeki önemli anlardan biri. Asi kişiliğini daha iyi anlatan bir video daha var mıdır, bilmiyorum. Iverson, koç Larry Brown'ı karşısına almak uğruna kendisine neden antrenmana gitmediğini soran gazetecileri fırçalıyor. Antrenman mı? Video ve altyazısı aşağıda.


Allen Iverson - Practice

Big Fruity | Myspace Video



Allen Iverson: Size idmanı kaçırdığım söylenebilir. Eğer bir antrenör antrenmanı kaçırdığımı söyledi ve siz de bunu duyduysanız, doğrudur. Demem o ki, bu yıl tek bir idman kaçırmış olabilirim. Eğer birisi benim için "antrenmana gelmiyor" dediyse bu tek bir idman olabilir. Bu sene yaptığımız tüm antrenmanları düşünürsek bu yeterli. Eğer antrenman yapamayacaksam, idmana çıkamam. Sakatsam, sakatımdır. Bu kadar basit. Mevzu bununla alakalı değil, hiç alakası yok hatta. Demek istediğimi anlatabiiliyor muyum? Tabii ki konuşmak kolay. Ben bu takımın lideriyim ve burada oturmuş antrenmandan konuşuyoruz. Bakın, antrenmandan bahsediyoruz, maçtan değil, maçtan değil, maçtan değil. Maçtan değil. Değil, değil... Sahaya çıkıp uğruna öldüğüm, her seferinde son kez oraya çıkıyormuşum gibi oynadığım bir maçtan değil. Maçtan değil de antrenmandan konuşuyoruz. Ne kadar aptalca! Antrenmandan bahsediyoruz. Orada olmam gerektiğini ve yaptıklarımla örnek olmam gerektiğini biliyorum. Ben de zaten bunu bir kenara atmış değilim. Antrenmanın bana bir anlam ifade etmediğini söylemiyorum. Önemli olduğunu biliyorum, gerçekten. Ancak antrenmandan bahsediyoruz. Neymiş konumuz, antrenman mı? Antrenmandan bahsediyoruz! (gülüşmeler) Antrenmandan bahsediyoruz, antrenmandan! Maçtan değil. (gülüşmeler) Antrenmandan bahsediyoruz! Salona geldiğinizde, beni oynarken izlerseniz -beni oynarken izlediniz, değil mi?- her şeyimi verdiğimi görebilirsiniz. Şu anda antrenman konuşuyoruz, antrenman!

Muhabir: Ancak koç bundan bahsettiği sürece karşına bir sorun olarak çıkmaya devam edecek.

AI: Bakın, sizi anlıyorum. Benim için de komik, ilginç bir durum. Ancak konuştuğumuz şey idman, maç bile değil. Asıl önemli olduğu zamandan değil. Antrenmandan bahsediyoruz!

Muhabir: Eğer idman yapsaydın takım arkadaşlarını daha iyi hale getirebilir miydin?

AI: İdman yaparak takım arkadaşlarımı nasıl geliştirebilirim ki?

26 Ekim 2010 Salı

Ne Yapmalıyım?

Önce izleyin, sonra altyazısı ve açıklamasını okuduktan sonra tekrar izleyin derim.


LEBRON JAMES: THE RISE from kevin brown on Vimeo.

Ne yapmalıyım?

Hatalar yaptığımı kabul etmeli miyim?

Size bunu daha önce de yaptığımı hatırlatmalı mıyım?

Size bir tarih dersi mi vermeliyim?

Ne yapmalıyım?

Birlikte ne kadar eğlendiğimizi söylemeli miyim?

Evet, bu güzel geçti.

Gerçekten gelecekteki mirasımı zedelediğimi düşünmeli miyim?

Ne yapmalıyım? Ne yapmalıyım? Ne yapmalıyım?

Dövmemi mi sildirmeliyim?

Yeni parlak ayakkabılarımı görmek ister misiniz?

Ya da size "ben örnek alınabilecek birisi değilim" mi demeliyim?

Şaka!

Sahiden, ne yapmalıyım?

Size şampiyonluğun peşinden koşan biri olduğumu mu söylemeliyim? Her şeyi para ve yüzük için yaptığımı?..

Sizin istediğiniz kişi mi olmalıyım?

Bana biçilen "The Villain" (Zalim) rolünü kabul etmeli miyim?

Belki de sadece kaybolmalıyım...

Arkadaşlarımı dinlemeyi bırakmalı mıyım? Onlar benim arkadaşlarım.

Aktörlüğü mü denemeliyim?

Bu ateşle (Heat) baş etmelisin. Sabırlı ol. Bir süre sonra sıcaklık düşecek. Her şey daha rahat ve kolay olacak.

Bunları yazmalı mıyım?

Evet.

Sizleri güldürmeli miyim?

Yoksa size duygulu bir şiir mi okumalıyım?

Beni kelimelerinle vurabilir,
Gözlerinle kesebilirsin.
Fakat tıpkı hava gibi, ben yükselmeye devam ederim!

Tüm borçları silip sıfırdan mı başlamalıyım?

Ne yapmalıyım?

Sizin istediğiniz kişi mi olmalıyım?



LEBRON JAMES: THE RISE from kevin brown on Vimeo.




Anlaşılan o ki, LeBron James'in yerle yeksan olan imajını Nike düzeltecek. Olağanüstü bir reklamla çıktılar karşımıza.

Reklam, LeBron James'in kararını açıkladığı TV programıyla başlıyor ve LeBron kameraya dönüp "Ne Yapmalıyım" diye soruyor.

Sonra LeBron'ın lise günlerine dönüyoruz ve kazandığı kupaları görüyoruz.

Derken LeBron Cleveland'dan ayrılırken, kendisi için asılan dev "Hepimiz şahidiz" posteri indiriliyor.

Sonra LeBron'ın basketbolun şöhretler müzesi'ne giriş partisinde kimsenin olmadığı görülüyor.

Ardından James, sırtında yazan "Chosen 1" (Seçilmiş kişi) dövmesini sildiriyor.

Sonrasında LeBron'ı en çok eleştirenlerin başındaki Charles Barkley'nin eski bir reklam filminin canlandırılması var. LeBron "ben de Charles Barkley gibi 'beni örnek almayın' deyip kurtulayım mı?" diye soruyor. Barkley'ye ufak bir taş atmış.

Reklamın ilerleyen bölümlerinde LeBron James, halkla ilişkiler işlerini yürüten arkadaşlarını dinlememesi gerektiğini söyleyenlere sesleniyor. "Onlar benim arkadaşım, nasıl dinlemeyeyim?"

Sonrasında yeni şehri Miami'ye atıfta bulunuyorlar. Miami Vice'ten Don Johnson, LeBron'a "Heat (ateş) ile baş etmelisin, sabırlı ol" diyor.

Ardından LeBron, ilk kadın zenci şair Maya Angelou'nun "Still I Rise" şiirinden bir bölüm okuyor.

Son olarak her şeyi yıkan LeBron çıkıyor sahaya.

İstediğiniz kişi mi olmalıyım?