24 Eylül 2010 Cuma

Iverson Beşiktaş'a Gelir Mi?



Önce haber:


Allen Iverson...

Kariyerinde bir MVP ödülü, dört sayı krallığı ve daha birçok unvana sahip bir efsane...

NBA tarihinin en büyük skorerlerinden biri olan Iverson'un adı, bugünlerde Beşiktaş Cola Turka ile anılıyor. Futbolda Ricardo Quaresma ve Guti transferleriyle ses getiren siyah-beyazlı kulüp, serbest oyuncu konumundaki yıldıza resmi transfer teklifi götürdü.

Philadelphia 76ers, Denver Nuggets’taki başarılı kariyerinin ardından Detroit Pistons’ta tutunamamış, şansını bir kez de Memphis Grizzlies’te denemiş, ancak yedekten gelmeyi kabul etmediği için Memphis seyircisinin önünde tek maça bile çıkmadan şehri terk etmişti.

Iverson, başarısız Grizzlies macerasının ardından basketbolu bırakma kararı aldığını açıklamış, fakat profesyonel kariyerine başladığı Philadelphia’nın teklifiyle bu kararından vazgeçmişti.

NBA tarihinin en büyük skorerlerinden biri olan Iverson, dört yaşındaki kızının geçirdiği ciddi hastalığın ardından eşi Tawanna’nın açtığı boşanma davasıyla sarsıldı. Aynı dönemde alkol bağımlılığı ve kumar sorunlarıyla boğuşan Iverson, borcu yüzünden Detroit ve New Jersey’deki kumarhanelerin kara listesine girmişti.

Yaz boyunca kendini toparladığını söyleyen 35 yaşındaki yıldız, defalarca NBA’e dönmek istediğini açıklasa da, hiçbir takımdan teklif alamayınca gözünü Avrupa ve Çin’e çevirdi. Çin Basketbol Ligi’nde yer alan Fujian Xunxin takımı, geçtiğimiz günlerde Iverson’a dört milyon dolarlık bir teklif sundu. Üstelik bu teklif, iki sene önce Çin’de forması en çok satılan oyuncular listesinde sekizinci sırada bulunan Iverson’a kontratı haricinde sponsorluk fırsatları da tanıyordu.

Ancak kariyeri boyunca sadece NBA’deki kontratlarından 155 milyon dolara yakın para kazanan Iverson, dört milyon dolarlık teklifi az bulduğu gerekçesiyle geri çevirdi. Yıldız oyuncunun sadece Çin’de talipleri yok. Beko Basketbol Ligi’nde mücadele eden Beşiktaş Cola Turka da, Allen Iverson’ın peşinde. Siyah-beyazlılar, Iverson’ın kapısını 1,5 milyon doları garanti olmak üzere iki milyon dolarlık bir teklifle çaldı.

Çin’den gelen dört milyon dolarlık teklifi reddeden yıldız oyuncunun bu teklifi nasıl karşılayacağıysa merak konusu.


Şimdi yorum: 
  • Öncelikle Beşiktaş Cola Turka ya da bir başkası... Buraya gelme ihtimali bile Türkiye'deki basketbol potansiyelinin artması açısından insanı heyecanlandırıyor. 
  • Fakat gerçekçi olmak lazım. Çin'den bu kadar büyük bir teklifi reddetmiş Iverson'ı Türkiye'ye gelmeye ikna edebilmek için çok daha yüksek paraları önermek lazım. Kilit nokta para, ne kadar yükselirse Beşiktaş'ın şansı o kadar artar.
  • Tabii Beşiktaş'ın son yıllarda oyuncularına maaş ödeme konusunda ciddi sorunlar yaşadığını da unutmamak gerek. Bütçe yükseldi herhalde.
  • Yine de Beşiktaş yönetiminde olsam, Iverson'ı ikna edebilmek için taraftarın Khalid El-Amin'e gösterdiği sevginin, Guti ve Quaresma'ya hazırlanan karşılama töreninin videolarını gönderirim. Belli mi olur, bu kadar tutkulu taraftarı görmek paranın önünde bile yer alabilir. 
  • Çin'de pazar çok büyük ama Iverson'ın Reebok'la ömür boyu kontratı bulunduğunu unutmamak lazım. Yani Shaquille O'Neal'dan Yelena Isinbayeva'ya, Jose Calderon'dan Andreas Thorkildsen'e şöhretli oyunculara sponsor olmasıyla ünlü Li Ning gibi bir spor üreticisi firmasıyla imzalayamaz. Sponsorluk işini değerlendirirken bunu da hatırlamak gerek.
  • Bu işin diğer taraflardan o kadar çok getirisi var ki, teknik açıdan konuşmayı gereksiz buluyorum ama eklemek lazım. Beşiktaş bu sene şampiyonluğa oynayan bir kadroya sahip değil, Iverson'ın gelmesi de bunu değiştirmeyecek. Ancak tüm maçlarda tribünler tıklım tıklım dolar, biletler de şimdi olduğundan iki kat ücrete satılır. Başta ABD olmak üzere tüm dünyada Beşiktaş haberi çıkar. Bunun garantisini veririm en fazla. 

23 Eylül 2010 Perşembe

Sportif Aforizmalar #4


"Kazanan bir kişiliğe sahip olmak için Tanrı vergisi yeteneklerinizi çok çalışarak beceriye dönüştürmek, o becerinizi de koyduğunuz hedeflere ulaşmak için kullanmak gerek." - Larry Bird

Lokavt Kapıda Mı?


NBA’de oyuncular birliği ve takım sahipleri arasındaki mevcut toplu iş sözleşmesinin bitmesine dolu dolu 10 ay var. Kurallar gereği iki taraf da sezon devam ederken görüşemediğinden, 30 Haziran’da bitecek sözleşmenin yenilenmesi için takvimde uygun bir zaman da yok.

Tercüme etmek gerekirse: Lokavt ya da grev kapıda!

Takım sahipleri oyuncu maaşlarının çok yüksek olmasından şikayetçi. Bunun için oyuncuları suçlamaları saçma. Bu yaz Darko Miliçiç’ten (20 milyon dolar) Rudy Gay’e (84 milyon dolar) birçok oyuncu –kibar tabirle– ederinden fazla ödeyenler takım sahipleriydi.

Oyuncuların argümanı da sağlam temellere dayanıyor. Yıllardır “zarar ediyoruz” diyen takım sahipleri, bu yıl az da olsa kâr ettiler. Basit bir matematik hesabıyla, salary cap’in yükselmesi bunun bir kanıtı. Ayrıca tribün gelirlerinin azalması, oyuncuların maaşlarından önce gelen bir sorun. Takım sahiplerinin esas probleminin yeteri kadar kâr etmemek olduğu ortada.

Lig yönetimi, toplam gelirin %57’sine sahip olan oyuncuların yüzdesini düşürünce her şeyin düzeleceğini düşünüyor. Kolayı seçiyor yani.

Yorumunuz ne olur, bilmiyorum. Ben bu işte oyuncuların yanındayım. Şimdilik iki taraf çok uzak görünüyor ve 2011-12 sezonunun geç başlaması kuvvetle muhtemel.

Başlarsa tabii...

Yine Calipari, Yine Skandal

Eric Bledsoe ve John Calipari

Geçen hafta Birmingham News gazetesinde çıkan bir haber, NCAA takipçilerinin pek de dikkatini çekmemiş olabilir. Kentucky Üniversitesi’nde geçirdiği tek yılın ardından erken profesyonel olma kararı alan Eric Bledsoe’nun şüpheli kolej kariyeri üzerindeki sis perdesi, soruşturma ilerledikçe yavaş yavaş kalkıyor.

Lise eğitimini Alabama eyaletindeki Birmingham’daki Parker Lisesi’nde tamamlayan Bledsoe’nun transkriptinde birkaç sorun var. İlk sorun, Cebir III dersini Cebir II’den önce alması. Normal şartlarda Cebir II okumamış birinin Cebir III okumasına imkan yok. Okulun eski müdürü Joseph Martin’e neden Bledsoe’nun bir sonraki dönem alması gereken dersi daha önce aldığı sorulduğunda gelen cevap da ilginç: “Bu sır benimle mezara gider.”

Eğer size yeteri kadar karışık gelmediyse, Eric Bledsoe’nun dört yıllık transkript’inde A olarak görünen bu ders notunun esasında C olduğunu öğrendiğinizde neler düşüneceğinizi merak ediyorum.

NCAA soruşturması devam ediyor, ancak belgeler ortada. Daha önceki benzer davalara bakılırsa, Kentucky’nin ihmal yüzünden ceza alacağını, bu sezon Los Angeles Clippers’ta oynayacak Bledsoe’ya bir şey olmayacağını ve Calipari’nin de hayatına hiçbir şey olmadan devam edeceğini söylemek mümkün. Asıl soru, daha önce çalıştırdığı iki takımın dereceleri benzer suçlardan lağvedilen Calipari’nin üçüncü kez benzer bir olayla karşılaşırsa ne yapacağı.

Tek korkum var, Calipari’nin bu kötü şöhretinin Enes Kanter’in soruşturmasını etkilemesi. Şu anda Kentucky’nin ya da Fenerbahçe’nin isteği Enes’in geleceğinden önemli değil. Umarım Kanter önümüzdeki sezonu en verimli şekilde geçirir. Çünkü beklentimiz çok büyük. Enes, 2011 NBA Draftı’nda ilk beş sıradan seçilmeli. Başka yolu yok!

Orijinal haber için şu linki kullanabilirsiniz.

Bowling Ustası Shaq



Shaquille O'Neal ve Justin Bieber, bowling yeteneklerini sergiliyorlar. Shaq'ın "At the back of the club, don't bother me, I'm on the phone." ismini verdiği atışını kaçırmayın!

Justin'in de dil pabuç kadarmış maşallah. "Şimdiki atışın adını 'serbest atış' koydum. Bahse girerim bunu başaramazsın."