7 Eylül 2013 Cumartesi

Eurobasket notları: 4. ve 5. gün



Slovenya’daki dördüncü gün, tedirginlikle başladı. Nasıl olmayalım ki? Bir gün önce Finlandiya’ya kaybedişimizi izleyip, ardından İtalya’nın arzulu ve savaşçı oyunumuzu görünce ayaklarımız geri geri gitmeye başladı. Sabah iyi bir kahvaltının ardından odaya gidip günün maçlarına çalıştım. Slovenya saatiyle 10:15’te Spor Servisi, 13:15’te 14/16 için bağlantıları yaptık ve salonun yolunu tuttuk. Umut yok, keyif yok. Salona girdiğimiz andan itibaren diğer ülkelerden tüm gazeteciler takımdaki durumun ne olduğunu soruyor. Herkes bir şekilde bizi teselli etmeye çalışıyor. Çoğu arkadaşlarımız, kötü niyetle bir şey söyleyen yok ancak epey sinir bozucu bir durum.

Gün Finlandiya-İsveç maçıyla başladı. Finlandiya kendi değerlerini yaratmış bir takım. Henrik Dettman görev tanımları net, sisteme ve birbirlerine inanmış oyunculardan oluşuyor. Belki hiç kupa kazanamayacaklar, belki madalyaları bile olmayacak ama turnuvanın sonunda mutlu bir şekilde evlerine dönecekler. İsveç’e karşı da birlikte oynamanın getirdiği güvenle rahat kazandılar. İkide iki yapmaları hâlâ ikinci tura çıktıkları anlamına gelmez, ancak İtalya karşısında kolay teslim olmayacakları da bir gerçek.

İkinci maç bizim. İtalya karşılaşması öncesi ilk beşte nasıl bir değişiklik olacağını merak ediyoruz. Gelen haber Kerem Gönlüm’ün ilk beşe yerleşeceği, kısa pozisyonunda bir değişiklik olmayacağı yönünde. Sinan Güler’in bu düzende oyun kurucu oynatılması takıma da Sinan’a da zarar veriyor. Simone Pianigiani bunun farkına varmış ve Andrea Cinciarini’yi ilk beş oyun kurucusu olarak sahaya sürmüş. Cinciarini Sinan’a tam saha baskıyla başladı. Sonuç da aldılar, ilk dört pozisyonun üçünde top kaybettik, ikisi Sinan’ın. O pozisyonların biri de şu şekilde oluştu: Cinciarini baskısını sürdürürken, yarı sahayı geçer geçmez ikili sıkıştırma geldi ve onu köşeye sıkıştırdılar. Burada driplingi kesti ve bir top daha kaybetti. 30 yaşında ilk kez konvansiyonel oyun kurucu olarak görev yapan Güler’in karşısında elit savunmacılar ve üst düzey yardım savunmalarına karşı bu görevi kaldırması mümkün değil. Yanında guard özellikli bir başka oyuncu da olmayınca Sinan’ı tamamen ateşe atmış oluyoruz. Biz Dünya Şampiyonası’nda gümüş madalya alırken, ortalama 15 dakika süre alıp takımın önemli parçalarından biri haline gelen Sinan Güler, oyun kurucu pozisyonundan hiç dakika almamıştı.

Üstüne üstlük Türkiye’nin 12 kişilik kadrosunun uzunları, ikili oyunları oynamaya müsait. Ömer Aşık, Kerem Gönlüm ve Semih Erden gibi iyi devrilen; Ersan İlyasova gibi perde sonrasında dış şut tehdidi olan uzun rotasyonuyla ikili oyun oynamamak, sahadakilerin verimini tamamen düşürüyor. Tabii ki Kerem Tunçeri veya Tutku Açık olsaydı hücumun daha iyi işlemesi beklenebilirdi ama artık kadro seçimine dönmek anlamsız. Mevcut şartlarda pick-and-roll oyununda topa yön veren en iyi iki kişiyi; Ender Arslan ve Emir Preldziç’i mümkün olduğunca sahada tutup yapıyı ona göre ayarlamamız daha verimli oynamamızı sağlayabilir.

Teknik ve taktik anlamda fikir üretilebilecek birçok nokta var tabii ki. Ancak Pietro Aradori’den bir çeyrekte 17 sayı yemenin bir açıklaması da yok. Aradori’ye kızıp sert faul yapan birinin bile çıkmaması, İtalya’dan sakin bir şekilde fark yememiz üzerinde düşünülmesi gereken konular.

Basın toplantısına girdik. Simone Pianigiani beni görünce selam verdi ve biraz sohbet ettik. Sonra basın toplantısı masasına geçerken mikrofonların önünden bana “Unutma, ben her zaman Fenerbahçe taraftarı olarak kalacağım.” dedi. Türk basınını bulmuşken, fırsatı kaçırmak istemedi herhalde. Bogdan Tanjeviç “Sorunun ne olduğunu bilmiyorum. Muhtemelen benim yüzümden. Ancak iyi oynamıyoruz. Bundan sonra daha iyi oynayacağımıza söz veriyorum” dedi. Daha çok ikili oyun izledik bu maçta. İlerleyen maçlarda benzerini yapıp yapmayacağımızı sordum. “Hayır, yeteri kadar ikili oyun oynuyoruz” dedi. Sinan Güler’e “Kariyerin boyunca iki numarada oynadın ama iki senedir Milli Takım’da oyun kurucu pozisyonundasın. Kendini rahat hissediyor musun?” sorusunu sordum. Cevabı “Bu sorunun sorulmaması gerekiyordu. Ben altyapılarda oyun kurucu oynardım. Kolejde de combo guard olarak görev yaptım. Şimdi bana verilen görev bu ve elimden geleni yapıyorum. Daha iyi performans göstermem gerekirdi” oldu.

Basın toplantısı bitti. Yunanistan-Rusya maçı öncesi yemek için basın kısmına geçiyoruz. Menüdeki her şey domuz eti içerdiğinden, aç kalıyorum. Yunanistan-Rusya maçına kadar Rus gazetecilerle sohbet ediyoruz. Takımda büyük değişikliklerin olacağını ve bugün İtalya’yı yenebileceklerini söylüyorlar. Maç başladığında haklı çıkıyorlar. Vasili Karasev bugün tam saha baskıya dönmüş. Rusya çok daha istekli ve Yunanistan karşısında öndeler. Fakat kenardan gelen Stratos Perperoglou ve Kostas Kaimakoglou sayesinde oyunun kontrolü hep Yunan takımında kalıyor. Bu noktada, ikinci yarının hemen başında Alexsey Shved beş dakika kenarda oturuyor ve oyun çözülüyor. Son çeyreğe girerken fark 20’ye dayandı. Yunanistan maçın bittiğini düşünürken, Sloukas-Zisis-Papanikolaou-Fotsis ve Mavrokefalidis gibi pek bir arada oynamayan isimler yan yanayken Rusya hareketlendi. Shved son çeyrekte 15 sayı attı. Andrea Trinchieri o esnada Bramos’u alıp Shved’i durdurmayı düşünüyordu. Bramos değişiklik sandalyesinde otururken Papanikolaou kenara gitti ve Shved’i kendisinin tutmak istediğini söyledi. İki pozisyon üst üste Shved’e top kaybettirdi ve maçı Yunanistan kazandı. Burada sorumluluk alan Papanikolaou kadar oyuncusuna izin veren Trinchieri de alkışı aldı.

Maç sonu salonda işimiz 23:30 gibi bitti. Açız ve neredeyse her restoran kapalı. Bir dondurmacıda pizza buluyoruz. Moraller çok bozuk. Yemeğimizi yiyip odaya dönüyoruz. Çok yorucu bir gündü. Ne zaman uyuduğumu hatırlamıyorum bile.

Cuma boş gün. Biz sabahtan Milli Takım idmanına gidiyoruz. İdman başlamadan önce 25 dakika süren bir toplantı düzenliyor Bogdan Tanjeviç. İdmanda moraller yerinde değil. Dört kişi pick-and-roll çalışıyoruz, Yunanistan’ın oyun içinde çok kullandığı setlerden. İdman bitmeden salondan çıkıp, takımların kaldığı otele gidiyoruz. Canlı yayında Andrea Trinchieri’yle özel röportaj yapacağız. Trinchieri her zaman olduğu gibi çok sıcakkanlı. Sorularımıza rahat cevaplar veriyor. (Kaçıranlar http://www.ntvspor.net/video-galeri/spanoulis-oynayacak-mi- adresinden izleyebilir)

Röportaj sonunda Fotis Katsikaris ve Pistons Avrupa Scout’u Daniele Baiesi’yle uzun uzun sohbet ediyoruz. Katsikaris oyun kurucu pozisyonunun evrildiğini ve gerçek bir saha içi lideri bulmanın zorluğundan bahsediyor. Sohbet uzayınca Baiesi bir oyun icat ediyor. Kurallar şöyle:
- Eurobasket 2013’te forma giyen oyuncular içinde 10 kişilik bir kadro kuracaksın.
- Tony Parker, Nicolas Batum ve Marc Gasol’ü almak yasak.
- Devşirme almak yasak.
- Her takımdan en fazla bir oyuncu seçebilirsin.

Çok eğlenceli. Cevaplarınızı yazının altına yorum olarak ya da twitter üzerinden bekliyorum. Kurduğum kadroyu yarın açıklayacağım. Yarın görüşmek üzere!

* Bu yazı 7 Eylül 2013 tarihinde NTVSpor.net'te yayınlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder